Ocak 2008
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Aralık ayı ve 2007 yılı enflasyon rakamlarını açıkladı.
Buna göre yıllık enflasyon tüketici fiyatlarında (TÜFE) yüzde 8.39 üretici fiyatlarında (ÜFE) ise yüzde 5.94 olarak gerçekleşti.
Aralık enflasyonu ise TÜFE'de yüzde 0.22, ÜFE'de yüzde 0.15 artış gösterdi.
Merkez Bankası, 2007 için enflasyon hedefini yüzde 4 olarak belirlemiş, ancak özellikle kuraklık ve arz eksikliği nedeniyle yaz aylarında yükselmeye başlayan enflasyon bu hedefin tutmayacağını net bir şekilde göstermişti. Nitekim yıllık tüketici enflasyonu yüzde 8.39 ile beklentileri ikiye katlamış oldu.
_________________________________________________________________________________________
Petrol fiyatlarının 100 doları görerek tarihinde ilk kez üç rakamlı seviyelere ulaşması, yeni rekorları da gündeme getirdi. Analistler şimdi petrolün yılsonunda 200 dolar olup olmayacağını tartışıyor.
Piyasalarda son dönemde işlem hacmi en fazla artan finansal ürün, petrol fiyatının yıl sonunda 200 dolar olacağına yönelik kontratlar. New York Borsası'nda, petrolün 2008 sonunda 200 dolar olacağını iddia eden kontrat sayısı, geçen yılın aynı dönemine göre tam 10 kat artarak 5 bin 533'e yükseldi.
__________________________________________________________________________________________
Yeni program şart, ekonomiye odaklanalım
TÜSİAD, Türkiye’nin yeni bir ekonomik programa ihtiyacı olduğunu belirtti. TÜSİAD Başkanı Yalçındağ, türbana değil ekonomiye odaklanılması gerektiğini kaydederek, “Küresel dalga, yaşam biçimimize bakmaksızın hepimizi önüne katıp sürükleyebilir” dedi.
İSTANBUL - Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD), 2008’in zor bir yıl olacağı uyarısını yaparak yeni bir ekonomik program gerektiğini belirtti. TÜSİAD’ın 38. Genel Kurulu’nda konuşan TÜSİAD Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ, son dönemde yaşanan türban tartışmaları yerine ekonomiye odaklanılması gerektiğini kaydetti.
Ekonominin kalbi Davos’ta atıyor
Siyaset ve ekonomi dünyasının önemli isimlerini buluşturan Davos Zirvesi başladı. 2.500 kişinin katılacağı zirvenin bu yılki teması işbirliği içinde yenilikçiliğin gücü. Türk iş dünyası Davos’ta 22 CEO ile rekor düzeyde katılım gerçekleştirecek.
İSTANBUL - 37 yıldır İsviçre’nin Davos kasabasında yapılan Dünya Ekonomik Forumu toplantıları, dünyayı yönetenlerin yılın gündemini belirledikleri önemli bir platform. Siyaset ve ekonomi dünyasının önde gelen isimleri, bu yıl da 23-27 Ocak tarihleri arasında Davos’ta buluşacak.
Türk ekonomisi kendisini koruyor
Küresel ekonomik ve mali piyasalardaki gelişmelerin ele alındığı Ekonomik Değerlendirme Toplantısı yapıldı.
ANKARA - Türkiye ekonomisinin, son dönemde izlenen politikalar sonucunda ciddi bir istikrara kavuştuğu, muhtemel riskler karşısında kendisini koruyabilme özelliğini geliştirdiği, küresel ve yerel şoklara direnebilme kabiliyetini artırdığına dikkat çekilerek, bu kazanımların, uluslararası dalgalanmaların Türkiye yansımalarının sınırlı düzeyde kalmasında etkili olacağı belirtildi.
Şubat 2008
Türkiye, sanayi ve teknolojik gelişim için büyük önem taşıyan Ar-Ge harcamalarına milli gelirinin yüzde 1'i kadar bile pay ayırmıyor.
Türkiye'nin, toplam Ar-Ge harcamasının 2006 yılında cari fiyatlarla 4 milyar 399.8 milyon YTL ile Gayri Safi Yurtiçi Hasıla içinde sadece binde 7.6 pay alabildiği belirlendi.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), “2006 Yılı Araştırma ve Geliştirme Faaliyetleri Araştırması”nın sonuçlarını açıkladı. Kamu ve özel sektördeki araştırma birimleri ve personelini kapsayan anket sonuçları ile üniversitelerin kesin hesapları, detay yatırım programları, bütçe ve personel dökümlerine dayanarak yapılan hesaplamalara göre, Türkiye'de Gayri Safi Yurtiçi Ar-Ge Harcaması 2006 yılında 4 milyar 399.8 milyon YTL düzeyinde gerçekleşti. Milli gelirin yüzde 7.6'sı düzeyinde gerçekleşen Ar-Ge harcamalarının payı önceki yıla göre geriledi. 2005 yılında milli gelirin yüzde 7.9'u kadar Ar-Ge harcaması yapılmıştı.
2006'da Ar-Ge harcamaları satın alma gücü paritesine göre ise 4 milyar 883 milyon dolar düzeyinde gerçekleşti. Anılan yılda Ar-Ge harcamalarının yüzde 51.3'ü yükseköğretim, yüzde 37'si ticari kesim ve yüzde 11.7'si kamu kesimi tarafından gerçekleştirildi.
Ar-Ge harcamaları, finanse eden kesimler itibarıyla incelendiğinde; harcamaların yüzde 48.6'sı kamu kesimi, yüzde 46'sı ticari kesim, yüzde 4.9'u diğer yurt içi kaynaklar ve yüzde 0.5'i ise yurt dışı kaynaklar tarafından karşılandı.
Dünya Bankası'nın Türkiye'ye 2008-2011 döneminde sağlayacağı mali ve teknik desteğin çerçevesini oluşturan Ülke İşbirliği Stratejisi (Country Partnership Strategy-CPS) Banka İcra Direktörleri Kurulu'nda görüşülerek onaylandı.
Hazine Müsteşarlığı'ndan yapılan açıklamaya göre, Ülke İşbirliği Stratejisi (CPS) kapsamında, gelecek dört yıllık dönemde, Dünya Bankası'ndan 6.2 milyar dolar tutarında finansman sağlanması öngörülüyor. Söz konusu finansman paketinin yüzde 50'sini program kredileri, yüzde 50'sini ise proje kredileri oluşturuyor.
CPS Programı, Dünya Bankası'nın son dönemde benimsediği, ülkelerin program ve projelerinin kendi yapısal ve sektörel öncelikleri ile ihtiyaçları çerçevesinde belirlenmesi yaklaşımı doğrultusunda 9. Kalkınma Planı ve Hükümet Programı ile uyumlu olarak oluşturuldu. Bu kapsamda, CPS'in bileşenleri, 9. Kalkınma Planı'nda yer alan gelişme eksenleri ile paralel olarak; “Rekabet Gücünün ve İstihdam Olanaklarının Artırılması, Adil Beşeri ve Sosyal Kalkınma ve Kaliteli Kamu Hizmeti Sağlanması” şeklinde belirlendi.
Hazine açıklamasında, yeni CPS Programı ile Türkiye'nin, AB üyeliğini hedefleyen reformlar yoluyla, hızlı ve sürdürülebilir büyüme konusundaki potansiyelini kullanmasının destekleneceği, bu çerçevede, hızlı büyümeyle birlikte eşit fırsatlar yaratarak, daha fazla yurttaşın büyümeden kaynaklanan faydaları paylaşmasının sağlanacağı, böylece bölgesel farklılıkların giderilmesine katkıda bulunulacağı anlatıldı.
Uzun süredir hareketsiz kalan dövizde bugün tansiyonu yüksek bir gün yaşandı.
Dolar ve Euro gün boyunca hareketli bir seyir izlerken, özellikle gün sonuna doğru artan alımlar kurları yüksek bir seviyeye taşıdı.
Piyasada yurtdışı kaynaklı alım olduğunu belirten analistler, ekonomilere yönelik riskler ve Japon yenindeki yükselişin carry trade pozisyonlarını tehdit etmesi nedeniyle özellikle gelişmekte olan para birimleri üzerinde baskı olduğuna dikkat çekiyor. Bu paralelde Macaristan'dan Güney Afrika'ya, Türkiye'den Polonya'ya kadar gelişmekte olan ülke para birimlerinde yüzde 2'yi geçen düşüşler izlendi. Günün son bölümünde ise ABD şirketlerinin olumsuz bilançolar ve borsalardaki düşüş satışları artırdı.
Mart 2008
Türkiye ekonomisinin kronik problemi haline gelen işsizlik yerinde sayıyor.
İşsizlik oranı 2007 yılında yüzde 9.9 olarak gerçekleşti. Bu rakam 2006 yılında da yüzde 9.9 seviyesindeydi.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan rakamlara göre, 2007 yılında çalışma çağındaki nüfus bir önceki yıla göre 730 bin kişi artarak 49 milyon 215 bin kişiye ulaştı.
Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) güncellenen verilerine göre, 2006 yılı için 576 milyar YTL olan gayrısafi milli hasıla yüzde 31,6 artışla 758 milyar YTL'ye ulaştı.
Türkiye'nin daha önce 576.3 milyar YTL olarak açıklanan cari fiyatlarla 2006 yılı Gayri Safi Yurtiçi Hasılası (GSYH) hesaplama yönteminde yapılan değişiklik sonrasında eski seriye göre yüzde 31.6 büyüyerek 758.3 milyar YTL'ye yükseldi. 2006 yılındaki kişi başına düşen milli gelir ise yeni hesapla yaklaşık 7 bin 500 dolar dolar dolayında gerçekleşti. Bu yılın ilk dokuz ayında ise milli gelir yeni seriye göre yüzde 5 büyüdü. Anılan dönemde Türkiye 489.3 milyar dolarlık milli gelir yarattı.
TÜİK Başkanı Ömer Demir, 1998 yılı ile 2007 yılı üçüncü dönemi kapsayan 1998 bazlı Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH) güncelleme sonuçlarını düzenlediği toplantı ile açıkladı. Buna göre, 1987 bazlı hesaplamalarla 576.3 milyar YTL çıkan GSYH, 1998 bazlı hesaplama yöntemi ile 758.3 milyar YTL ile yüzde 31.6 daha yüksek çıktı. Dolar cinsinden GSYH 1987 bazlı seride 400 milyar 46 milyon dolar çıkarken, 1998 bazlı yeni seride 526 milyar 429 milyon dolar olarak hesaplandı. Eski seride cari fiyatlarla yüzde 18.3 olan GSYH büyüme oranı yeni seride yüzde 16.9'a düşerken, sabit fiyatlarla yüzde 6.1 olan büyüme oranı yüzde 6,9'a yükseldi.
Haftayı Bear Stearns ile ilgili yaşanan olumsuzluk dalgalanarak tamamlayan piyasalarda, AKP'nin kapatılması istemi ile açılan davaya ilk tepkiyi dövizden geldi.
Dolar ve Euro, dün serbest piyasada hızla yükselişe geçti. Yurtdışındaki olumsuz seyir ve içeride de siyasi istikrarsızlık yaşanacağı korkusuyla dolar alımına geçen yatırımcılar eşliğinde dolar serbest piyasada 1.2540 YTL'ye, bankaların internet sitelerinde ise 1.26 YTL'ye yükseldi. Yeni haftaya yurtdışındaki seyir nedeniyle zaten olumsuz başlayacağı konusunda hemfikir olan piyasa uzmanları doların 1.25-1.27 YTL arasında hareket edeceğini söyledi.
Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Üyesi Ali Kibar, Merkez Bankası ile birlikte yaptıkları hanehalkı araştırmasından, alt gelir grupları tüketim finansmanını borçlanarak karşılarken, üst gelir grubunun tasarruflarının azaldığı sonucunun çıktığını bildirdi.
Kibar, “Düşük gelir gruplarında, özellikle son yıllarda, negatif tasarruf eğiliminin olması ve yüksek gelir gruplarında tasarruf eğiliminin düşmekte olması, Türkiye'nin cari işlemler açığının büyümesi anlamına gelmektedir” dedi.
Kibar, Merkez Bankası ve TÜSİAD'ın ortaklaşa düzenlediği “İşgücü, Gelir, Harcama ve Yoksulluk Açısından Türkiye'de Hanehalkı Semineri”nin açılışında yaptığı konuşmada, 2001 krizinin ardından ekonomide yaşanan gelişmelere işaret etti. 1987 yılı fiyatlarını baz alan rakamlara bakıldığında, 2001 yılında nominal olarak 2 bin 650 YTL civarında olan kişi başı milli gelirin 2006 yılında 7 bin 900 YTL'ye ulaştığını belirten Kibar, yeni milli gelir ve nüfus verileriyle ise bu rakamın 10 bin 500 YTL'yi aştığını ifade etti.
Buna göre, 2007 yılında Türkiye'nin büyüme hızı yavaşlarken, vatandaşın borçları hızla büyümeye devam etti. Borç haritasına, iller bazında bakıldığında 2007 yılında kişi başına en çok borçlu il 12 bin 96 YTL ile İstanbul oldu. ATO araştırmasının bazı sonuçları şöyle:
2007'de vatandaşların ve firmaların toplam borcu bir önceki yıla göre yüzde 28.7 artarak 321.9 milyar YTL'ye yükseldi.
2000'de 35 milyar YTL olan nakdi krediler toplamı, 2006'da 250.2 milyar YTL'ye, 2007'de ise 321.9 milyar YTL'ye çıktı.
BORÇLULUK ORANI ARTTI
2000'de yüzde 20.9 olan borçluluk oranı, hazla arttı. 2006'da illerin aldığı toplam nakdi kredilerin milli gelire oranı yüzde 33'e çıktı.
2007'nin kişi başına en çok borçlu ili 12 bin 96 YTL ile İstanbul oldu. Bu ili 9 bin 423 YTL ile Ankara, 5 bin 131 YTL ile Antalya izledi.
Kişi başına düşen borç itibariyle ilk 10 içinde yer alan diğer iller sırası ile İzmir, Muğla, Kocaeli, Bursa, Denizli, Adana ve Eskişehir.
İllerin sosyo-ekonomik gelişmişlik sıralamasında son sırada yer alan Muş'un borçlanmaya da gücü yetmedi. 2007'de Muş borcunu yüzde 34 artırmasına rağmen, kişi başına 263 YTL borç ile tüm iller içinde en az borcu olan il oldu.
Muş'u Hakkari ve Şırnak takip etti. Hakkari'de borç yüzde 26.6 artarak kişi başına 280 YTL'ye, Bitlis'te de yüzde 18.8 artarak kişi başına 436 YTL'ye yükseldi.
Bölgesel olarak en çok borç artışı yüzde 38.3'le Karadeniz'de oldu. Kişi başına borç 2 bin 15 YTL'ye ulaştı.
EESOB Başkanı Birsen, düzenlediği basın toplantısında, Maliye Bakanı Kemal Unakıtan ile görüştüklerini belirterek, Unakıtan ile karşılıklı fikir alışverişinde bulundukları ziyaretin son derece verimli geçtiğini kaydetti.
Esnafın sorunlarını içeren bir dosyayı Bakan Unakıtan'a verdiklerini ifade eden Birsen, şöyle konuştu:
“Sorunlarımızı Unakıtan'a uzun uzun anlatma fırsatı bulduk. Toplantıdan elde ettiğimiz sonuçlar yüz binlerce esnafın derdine çare olacak. Dosyaları titizlikle inceleyen Bakan Unakıtan EESOB'un ortaya koyduğu sorunları haklı ve isabetli buldu. Sorunları çözmek isteyen Bakan Unakıtan telefonlara sarıldı. Makamına çağırdığı müsteşar ve genel müdürleriyle mini bir ekonomi zirvesi oluşturarak 2 yeni yasa önerisinin alt yapısını hazırladı. Buna göre tamirci esnafından alınan KDV yüzde 18'den yüzde 8'e indirilecek. Sadece el emeği ile çalışan ayakkabı, saat, her türlü oto tamiri, elektrik, elektronik ve ev eşyaları tamiriyle geçimlerini kazanan küçük esnaf ve sanatkarlar ile saç, sakal tıraşı yapan erkek berberleri bundan böyle yüzde 18 yerine yüzde 8 KDV ödeyecek.
Nisan 2008
Türkiye İstatistik Enstitüsü, mart ayı enflasyon rakamlarını açıkladı.
Buna göre Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) mart ayında yüzde 0.96 artış gösterirken, Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) ise yüzde 3.17 arttı. Yılık enflasyon TÜFE'de yüzde 9.15, ÜFE'de yüzde 10.50 olarak gerçekleşti.
TÜİK'in açıkladığı enflasyon rakamları beklentilerin çok üzerine çıktı. Ekonomistler TÜFE'yi yüzde 0.7 beklerken, artış yüzde 1'e yaklaştı. ÜFE'deki artış ise tahminlerin çok daha ötesine geçti.
Öte yandan üç aylık enflasyon rakamlarına bakıldığında ÜFE'de yüzde 6.26, TÜFE'de yüzde 3.09 olarak kaydedildi.
ABD ekonomisinde yaşanan kriz, istihdam piyasasında da etkisini hissettiriyor
ABD Çalışma Bakanlığı'nın açıkladığı rakamlara göre Mart ayında 80 bin kişi işini kaybederken, bu rakam son beş yılın en büyük aylık düşüşü olarak öne çıktı. Öte yandan ABD'de son üç aydır istihdamdaki azalışın devam etmesi de dikkat çekiyor.
ABD ekonomisinde son aç ayda 232 bin kişi işini kaybetti. Bu rakam aylık 77 binlik ortalama istihdam kaybına denk gelirken, geçen senenin aynı döneminde aylık istihdam artışı 76 bin seviyesindeydi.
Mart ayında işsizlik oranı da yüzde 4.8'den yüzde 5.1'e çıktı.
"Satış yaptığımız ülkelerin tamamı Müslüman olduğu için alkollü içecekler ile rekabet etmeyişimiz avantaj sağlıyor" diyen Coca-Cola İçecek CEO'su Michael O'Neill, Türkiye'ye yapacakları yatırımın hiçbir yıl 175 milyon doların altında kalmayacağını söylüyor.
THE Coca-Cola Company ürünlerinin Türkiye, Kazakistan, Kırgızistan, Türkmenistan, Tacikistan, Azerbaycan, Irak, Suriye ve Ürdün'deki şişeleyicisi Coca-Cola İçecek, faaliyet gösterdiği ülkelere Pakistan'ı da eklemeye hazırlanıyor. Coca-Cola İçecek CEO'su Michael O'Neill, 2007'de 1 milyar 926 milyon YTL ciro elde ettiği Türkiye'ye yapacakları yatırımın hiç bir yıl 175 milyon doların altında kalmayacağını söyledi.
Coca-Cola İçecek, Türkiye'nin yanı sıra faaliyet gösterdiği 6 ülkeye bir de Pakistan'ı eklemeye hazırlanıyor.
"Satış yaptığımız ülkelerin tamamı Müslüman olduğu için alkollü içecekler ile rekabet etmeyişimiz avantaj sağlıyor" diyen Coca-Cola İçecek CEO'su Michael O'Neill, Türkiye'ye yapacakları yatırımın hiçbir yıl 175 milyon doların altında kalmayacağını söylüyor.
THE Coca-Cola Company ürünlerinin Türkiye, Kazakistan, Kırgızistan, Türkmenistan, Tacikistan, Azerbaycan, Irak, Suriye ve Ürdün'deki şişeleyicisi Coca-Cola İçecek, faaliyet gösterdiği ülkelere Pakistan'ı da eklemeye hazırlanıyor. Coca-Cola İçecek CEO'su Michael O'Neill, 2007'de 1 milyar 926 milyon YTL ciro elde ettiği Türkiye'ye yapacakları yatırımın hiç bir yıl 175 milyon doların altında kalmayacağını söyledi.
Ekonomide yaşanan sıkıntılar otomotiv sektörüne pek uğramıyor. Özellikle ihracata yaslanan otomotiv sanayi, yılın ilk çeyreğini çok üstün bir performansla tamamladı.
Otomotiv Sanayii Derneği (OSD) verilerine göre, yılın 3 aylık döneminde toplam araç üretimi, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 42,2 oranında artarak 350 bin 902 adede yükseldi. Aynı dönemde otomobil üretimi ise yüzde 34 artarak 187 bin 348 adete çıktı.
2008 yılı Ocak-Mart döneminde üretim, midibüste yüzde 104, kamyonette yüzde 58, küçük kamyonda yüzde 28, otobüste yüzde 15, büyük kamyonda yüzde 10, minibüste yüzde 7 oranında artış kaydetti. Traktör üretimi ise yüzde 16 azalarak 7 bin adet oldu.
Ceyhan'da rafineri kurma girişimleri konusunda yaşadıkları zorluklara dikkat çeken Petrol Ofisi (PO) Genel Müdürü Melih Türker, "5 milyar dolarla Cumhuriyeti tarihinin sıfırdan en büyük özel sektör yatırımını yapacağız, yolumuzu açın. Ceyhan'da rafineri için ilk başvuruyu biz yaptık. Dünyanın en güçlü şirketleri yatırımları askıya alırken, biz yatırım azmimizi koruyoruz" dedi.
TÜRKİYE'nin en acil ihtiyacı olan enerji konusunda, 5 milyar dolarlık dev bir proje için bütün hazırlıkları tamamlamalarına karşın, Ceyhan'da rafineri kurmak için yaptıkları başvurunun üstünden geçen 2 yılda pek çok zorluk yaşadıklarına dikkat çeken Petrol Ofisi (PO) Genel Müdürü Melih Türker, "önümüzü açın" çağrısı yaptı. Türker, bu projenin Türkiye Cumhuriyeti tarihinde bir özel sektör şirketinin sıfırdan yapacağı en büyük yatırım olacağını ve Ceyhan'ın dünyanın en önemli enerji merkezlerinden biri olma yolundaki iddiasını destekleyeceğini vurguladı.
TASARI ENDİŞE YARATTI: PO'nun bu yatırım için proje, finansman ve ön izinler konusundaki bütün hazırlıklarını tamamladığını belirten Melih Türker, "Bütün dünyanın çok ağır bir ekonomik krize girdiği, dünyanın en güçlü şirketlerinin yatırım planlarını ve projelerini askıya aldığı bir dönemde, biz yatırım azmimizi aynen koruyoruz" dedi. Ancak Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu'nca (EPDK) hazırlandığı söylenen bir tebliğ taslağının, enerjiyle ilgili çevrelerde bazı endişelere yol açtığını aktaran Türker, Reuters'in konuyla ilgili haberinde yetkililerin, bu taslağın Petrol Ofisi'nin önünü keseceği yorumu yaptığını hatırlattı. "Biz bu yorumların geçerli olduğuna ihtimal vermek istemiyoruz. Bununla birlikte, son 2 yıllık süreç içinde karşılaştığımız zorlukları alt alta yazdığımızda, bu yorumlara yol açan yanlışlıkların da ortaya çıktığı inancındayız" diyen Türker, bu yatırımın geçirdiği aşamalar konusunda bilgi verdi.
Bir taraftan yükselen enerji fiyatları, diğer yandan dur durak bilmeyen gıda fiyatları. Buğday, kahve, pirinç derken maliyetlerde yaşanan artış Avrupa'da enflasyonu son yılların en yüksek seviyesine çıkardı.
Avrupa'da enflasyon rakamları mart ayında başlangıçtaki tahminlerin de ötesine geçerek yıllık bazda yüzde 3.6'ya çıktı. Böylece Avrupa'da son 16 yılın en yüksek enflasyon rakamına ulaşıldı. Enflasyon şubat ayında ise yüzde 3.3 seviyesindeydi.
Analistler enerji, gıda ve unlu mamüllerde görülen fiyat artışlarının enflasyon üzerinde büyük bir baskı oluşturduğunu belirtiyor.
Mayıs 2008
Suzuki Otomobil Başkanı Ural Hakverdi, Türkiye'de fabrika konusunda Japonlardan yanıt beklediklerini söyledi.
Türkiye'nin ilk otomobil distribütörü Suzuki Otomobil Pazarlama ve Ticaret AŞ, Suzuki'nin Türkiye piyasasına girişinin 25'inci yılını kutluyor.
Suzuki Otomobil Pazarlama ve Ticaret AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Ural Hakverdi, Gebze'nin Şekerpınar beldesindeki tesislerde düzenlediği basın toplantısında, 25 yıldır dünyada ve Türkiye'de insanların alışkanlıkları ve beğenilerinin değiştiğini ama Suzuki'nin Türkiye'ye verdiği önemin hiçbir zaman değişmediğini söyledi.
Türkiye'nin geleceğine olan inanç ve güvenin bugüne kadar çok güzel sonuçlar verdiğini, vermeye de devam edeceğini dile getiren Hakverdi, 25 yıl önce distribütörlük anlaşmasının yapıldığı dönemi şöyle anlattı:
“1980'li yıllarda otomobil ithalatının serbestleşmesiyle böyle bir düşünceye sahiptim. Araştırdım, Suzuki'nin çok tutulduğunu ve memleketimiz için uygun bir araç olduğuna kanaat getirerek bu anlaşmayı yaptım, iyi de etmişim. 1984 yılında ilk etapta 300 araç ithal ettik, 5 gün içinde satıldı. Bugüne kadar alnımızın akıyla da devam ettiriyoruz. On binlerce araç sattık bir tek şikayet bile gelmedi.”
Dolar kuru son günlerde yatırımcıların kafasını iyice karıştırıyor.
Henüz iki hafta öncesine kadar içeride 1.30'un üzerine oturan ve 'altına zor iner' denilen dolar bir anda 1.24'lü seviyelere kadar geriledi. Dolar yıl içerisinde gördüğü en yüksek seviyeye göre yüzde 6.5 değer yitirirken, mayıs ayı başından bu yana gerçekleşen kaybı da yüzde 3'e dayandı.
Dolarda yaşanan düşüşü değerlendirirken, uzmanları dikkat çektiği önemli bir nokta var: Faiz artırım beklentileri...
Gerçekten de önce yüksek çıkan enflasyon rakamları, arkasından da Merkez Bankası tarafından enflasyon hedefinin yükseltilmesi, piyasada faiz artırım beklentilerini zirveye çıkardı. Finans kurumları arka arkaya raporlar açıklarken, yıl sonuna kadar 100 baz puanın üzerinde artış beklediklerini duyurdu. Hatta kimi kurumlar bu beklentilerini 200 baz puana kadar yükseltti. Merkez Bankası'nın mayıs ayındaki toplantısında ise ağırlıklı beklenti 50 baz puanlık bir artış yapılacağı yönünde.
Turistik Otelciler, İşletmeciler ve Yatırımcılar Birliği (TUROB) Başkanı Timur Bayındır, Mayıs ayındaki uluslararası kongreler ve Formula 1 Türkiye Grand Prix'si dolayısıyla, İstanbul'daki otellerin çoğunun neredeyse dolu olduğunu belirterek, “Durum çok iyi, herkes çok memnun” dedi.
Bayındır, İstanbul'un Nisan, Mayıs, Eylül ve Ekim aylarında zaten dolu olduğunu ifade ederek, daha önce Ağustos ayında yapılan Formula 1 yarışlarının 9-11 Mayıs tarihlerine alınmasının otellerin doluluğu açısından çok etkisi olmadığını söyledi.
Bu şekilde, zaten doluluk oranı yüksek olan otellere daha fazla insan geldiğini dile getiren Bayındır, “Dolayısıyla talep artıyor, talep artınca fiyatlar biraz yükseliyor. Halbuki Formula 1, yazın, Ağustosta yapılırken, daha İstanbul'un toparlanma zamanı olduğu için çok iyi oluyordu. Tarihte bir yanlışlık var bana göre” diye konuştu.
Cari açık, Mart ayında geçen yılın aynı ayına göre yüzde 37 artarak 4 milyar 157 milyon dolara yükseldi.
Hazine bu yılın Nisan ayında, nakit bazda 13 milyar 568 milyon YTL gelir elde ederken, 18 milyar 223,3 milyar YTL düzeyinde harcama yaptı. Sonuçta geçen ay nakit dengesi, 4 milyar 655,2 milyon YTL açık verdi.
Hazine Müsteşarlığından yapılan açıklamaya göre, geçen ay 4 milyar 269,4 milyon YTL faiz gideri, 13 milyar 953,9 milyon YTL de faiz dışı gider oldu.
Nakit açığının finansmanı için 2 milyar 297,4 milyon YTL net iç borçlanma yapılırken, 395,8 milyon YTL dış borç geri ödemesi gerçekleştirildi.
Nisan'da, Hazine hesapları, net 2,7 milyar YTL azaldı.
ERZURUM'daki kış turizm merkezi Palandöken Dağı'na beş yıldızlı Astrilla Oteli yaptıran ETF Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Can Dikmen, bürokrasiye isyan etti.
Kente yapacağı yatırımın 33 milyon doları bulacağını söyleyen işadamı Dikmen, “Malesef bu bir Türkiye gerçeği. Yapılan işlemlerde tam 14 kamu kurum ve kuruluşla tek tek uğraşmanız gerekiyor. Ben Mısır'da 15 bin metrekarelik bir alanda 1 yıl içinde fabrika kurup, üretime geçtim. Kendi memleketimde yaklaşık 3 yıldır bir inşaatı yaptıramıyorum” dedi.
Tekstil sektöründe söz sahibi firmalardan ETF Şirketler Grubu, 2005 yılında Palandöken Dağı'ndaki Kardelen Otel'i satın aldı. Yaklaşık 5 bin 500 metrekarelik alanda yeni bir otel kurmak isteyen şirket, İl Özel İdaresi'nden arsanın kendilerine tahsis edilmesini sağladı ve 2006 yılının Haziran ayında temel attı. Ancak bankalar, arsanın 25 yıllık tahsisi nedeniyle şirketin kredi taleplerini karşılamadı. Bu engeli aşmak için İl Özel İdaresi'yle anlaşan EFT Şirketler Grubu, arsayı 1.6 milyon YTL'ye satın aldı. Şirket ayrıca oteli kurmak istediği alan yanındaki 21 varisli 245 metrekarelik arsayı da yaklaşık 6 ay süren bir çalışma sonunda 1 milyon YTL ödeyerek kendi adına tapulandırdı. 5 katlı ve 600 yatak kapasiteli otelin inşaatı devam ederken, arsanın satışına onay veren İl Genel Meclisi üyelerine EFT şirketi tarafından dizüstü bilgisayar hediye edildiği iddiaları ortaya atıldı.
Geçtiğimiz günlerde halka arzı tamamlanan Türk Telekom'un hisseleri bugün itibariyle borsada işlem görmeye başladı. "TTKOM koduyla işlem gören Türk Telekom için borsada açılış töreni düzenlendi.
İMKB'nin İşlem Salonu'nda düzenlenen gong çalma töreninde, Türk Telekom İcra Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Dr. Paul Doany'nin gonga vurmasıyla borsa seansı açıldı.
Bu yıl dünyanın beşinci büyük halka arzı olan ve 3.9-4.7 YTL fiyat aralığı belirlenen Türk Telekom halka arzında hisse başına fiyat 4.60 YTL olarak gerçekleşti. Hisselerin yüzde 15'i toplam 1.9 milyar dolara (2.4 milyar YTL) satıldı ve bu miktarın 1.15 milyar doları yabancı, 767 milyon doları ise yerli yatırımcıdan elde edildi. Yerli yatırımcılar 4,7 kat, yabancı yatırımcılar ise 4,3 kat talepte bulundu. Halka arza küçük yatırımcının büyük ilgi göstermesi sebebiyle 10 bin YTL'ye kadar hisse talep eden tüm yerli yatırımcıların talebi karşılandı. Yüzde 35 olan yerli yatırımcı payı yüzde 40'a çıkarıldı. Ayrıca, bu dönemde yasal kurallar gereği hisse alamamış olan kişiler hisseler borsada işlem görmeye başladıktan sonra hisse alabilecek. Öte yandan, halka açılan hisselerin yüzde 5.92'si toplam 5960 Türk Telekom çalışanı tarafından alındı.